16 Eylül 2011 Cuma

FNO dan Aktarımlar...



  15 Eylül tarihi ,mutlaka birçok kişinin hayatındaki, güzel anılarda ,nasibini almıştır diye düşünüyorum.Şehrin farklı noktalarındaki festivalde, moda dünyasının yarıtıcıları, ünlüler,modeller, sanat severler bir arada, yılbaşı gecesini bile geride bırakıcak güzel bir gece yaşadılar ve yaşattılar.

  Ben Calzedonia mağazasında,  makyaj tiyoları vererek makyaj yaptım. Elbette  Max Factor ürünlerini kullandım  özellikle üstün performanslarından dolayı maskaralarını yere göğe sığdıramıyorum.
Mağazaya gelen misafirler, Eda Taşpınarı karşılarında görünce fotoğraf çektirmekten kendilerini alamadılar böylece bana çok ta iş düşmedi :) Sosyal hayatın içindeki Eda Taşpınarı, tanımayan yoktur bence. Daha önce kendisi ile çalışma fırsatımız olmamıştı, bu vesile ile tanışmış olduk.Hakkında söylenenler ise, ne kadar tatlı, pozitif ve hoşsohpet olduğuydu, gerçeğin de böyle olması mutluluk verici. Çok yorulmuş olmasına rağmen, hiçkimseyi kırmadı ve tek tek tüm sevenleri ile fotoğraf çektirdi, imza isteyenleri de ,geri çevirmedi.

  Eda ,enfes kiremit rengi ,uzun bir elbisesini aynı tonlarda çivi topuklu botları ile kullanmış, çok ta iyi yapmış. İşaret parmağında ise altın tel ile örülmüş, parmağı komple saran aksesuarı ise tartışmasız mükemmeldi. Bu senenin moda makyajlarından, eyelineri uzatarak gözünün altkısımlarına da uygulayıp çerçevelendirmiş. Benim fikrimi aldı ve beğenmediysen doğru söyle lütfen ,bile dedi :) ama büyük bir samimiyetle söylüyorum ki çok beğendim. Yapmamız gereken tek şey ,bronz teninin üzerine yanık şeftali tonlarında allık uygulamaktı ve uyguladım. Çok ta yakıştı.
Ben de Calzedonia siyah tayt pantolonumu İntimissimi büstüyerim ile kullandım. Bilekliğim ise, tüm tasarımlarına bayıldığım Mawi  den.Yeşil tonlardaki makyajım göz rengim ile de uyumlu oldu.Deri minik çeketinizin içine şık büstiyer arıyoriseniz, mutlaka İntimissimi ye uğramalısınız, benden söylemesi.

  O aksam mağaza ziyaretine iki tane şapkalı bayan geldi. 1. si Eda nın amcasının eşi Indhira Taşpınar diğeri ise Melisa Çakarlar. Şapkalara olan düşkünlüğümden söz etmeme gerek yok sanıyorum. İkisi de çok güzeldi, fakat ben Melisa nın şapkasına bayıldım. Uzun zamandır görmüyordum  mağazayı ziyareti hoş bir sürpriz oldu benim içinde.Kendi makinem ile çekilmiş gecenin ilk ve tek fotoğrafı Melisa ve birlikte geldiği arkadaşı ile oldu. Şapkasını görünce bana hak vericeksiniz :)
  Gecenin ilerleyen saatlerinde ise hafiften ziyaretçilerin azaldığı zaman kendimi Calzedonia dan çorap seçerken buldum. Çok beğendiğim bir modeli ise bir kaç saniye ile bir başka müşteriye kaptırdım. Neyseki gelicekmiş ve geldiğinde haber vericekler. Gözden kaçmayan bir başka konu ise mağaza çalışanlarının birbirleriyle ve gelen misafirler ile samimi, içten diyoloğları ve ilgi ve alakaları idi, ne çok fazla ne de çok ilgisiz, deyim yerindeyse tam dozunda.
Her alışveriş yapana Nur Toktay tarafından makyaj hediyesi kazanmak ise kaçırılmayacak bir fırsattı benim için,hakkım baki kaldı :))

  Bulunduğum noktadan size aktaracaklarım bu kadar, siz de geceyi hernerede geçirdiyseniz dilerim ki hatıralardan silinmeyecek kadar derin izler bırakan, güzel bir gece geçirmişsiniz dir.
Önümüzdeki sene kutlanacak olan Fashion's Night Out  u sabırsızlıkla bekliyorum.

                                                                                                        Nur Toktay

14 Eylül 2011 Çarşamba

Fashıon's Night Out

Büyük merak ve heyecanla beklediğimiz Fashion's Night Out yarın aksam İstanbul'un önde gelen moda merkezlerinde kutlanıyor olacak. Geçtiğimiz sene 1. si düzenlenen festival gecesinde, ben İstinye Park ta idim, ne tesadüf ki bu senede yine orada olucam.
CALZEDONİA mağazasında, mağaza ziyaretçileri ile buluşucak olmak beni çok heyecanlandırıyor. Alışveriş yapan herkese makyaj tiyoları ve uygulama yapacağım gecede başkaca sürprizlerde olucak. Yolunuz İstinye Parka düşerse CALZEDONİA mağazasına mutlaka uğrayın, tanışalım. Kendi teninize uygun en doğru renkleri anlatırken, en doğru uygulama tekniklerinden de bahsedeceğim. Sohpet şeklindeki mini eğitimi kaçırmayın derim. 
Sevgiler NUR TOKTAY.

22 Kasım 2010 Pazartesi

Sezgilerinize kulak verin

İyi fikirler bizim en sakin, huzurlu anımızda ne olduğunu bile anlamadan geliverirler ve biz onları havada yakalayıp not defterimize not edip daha sonra hayata geçirme kararı alabiliyorsak ne mutlu bize.

Albert Eınstein ın çok sevdiğimi bir sözü var, Merakında kendine özgü bir varlık nedeni vardır der.
 Ne kadar da doğru, Benim makyaja olan merakım beni bu konuda uzmanlaşmaya iten sebepti. Bir fikir olarak doğdu ve bugün makyaj ile ilgili tüm bilgilerimi bu fikre borçluyum.

Olur mu olmaz mı diye uzun uzadıya irdelemedim. Fikir gelmişti bir kere, artık yapılması gereken sezgilerime kulak verip bu fikrimi destekleyip, güçlendirmek için araştırmalar yapmaktı. Zamanı gelmiş bir fikre direnmenin hiç bir anlamı yoktur bende direnmedim. Bu işi nasıl, nerde öğrenebilirim sorularına cevaplar buldum ve hayata geçirmek için ne yapmam gerekiyorsa yaptım.




Benim için eğitim anlamındaki en uç nokta Los Angales, Hollywood da Joe Blasco West Make -up scholl olarak bilinen  sinema ve podyum dünyası için makyaj uzmanları yetiştiren sektörün önde gelen okulunda eğitim almak oldu. Makyaj Oscarı olan Narnia filminin makyaj artistide yine bu okuldan mezun olmuştur.
Yaratıcı fikirlerin çoğu, var olan fikirlerin genişleterek ya da sıradan bir ya da iki fikri birleştirerek elde edilir.
Saç aksesuarlarına olan düşkünlüğüm ve makyaj dan gelen renk kombinasyonları bilgimin birleşmesi ile saç aksesuarları tasarlamaya başladım ve gün geçtikçe gelişti bugün kü halini aldı.

Yaratıcılık, buluş ve denemeler yapmak,eğlenmek, risk almak,kuralları yıkmak ve hata yapmak demektir.Hata yapmaktan korkarsak hiç bir zaman doğruyu bulamayabiliriz. ve buda bizim gelişen çağda geride kalmamıza sebep olabilir.Bir üst mantık geliştirip sorundan sorunun çözümüne sıçrama zamanı geldiyse hiç kormadan, çekinmeden yapmalıyız. Bunu yapabilme gücüne hepimiz sahibiz, iç engellerin ve çevre faktörlerinin iyi fikirlerinize engel olmalarına izin vermeyin.

Bırakın düşünceleriniz özgürce aksın...

Nur Toktay

20 Kasım 2010 Cumartesi

Öpülesi Dudaklar

Güzellik bana göre, kendi derinizin içinde rahat olmakla ilgilidir. Ya da kıpkırmızı bir ruj diye tarif ediyor güzelliği Gwyneth Paltrow fakat uygun dudaklara ve ten rengine hatta doğru yaklaşıma sahip değilseniz, bırakın büyüleyici olmayı gereğinden fazla ucuz görünebilirsiniz.


Peki ten renklerine göre doğru renkler hangileridir?
Buğday tene sahipseniz size en çok yakışan tonlar ahududu, böğürtlendir. Fakat doğru tonu bulmak için renk denemekten çekinmeyin.
Teniniz ve saç renginiz açıksa pembeye dönük kırmızılar ve nar çiçeği tem size göre.
Teniniz solgun ve saç renginiz de koyu ise, kıvamlı yoğun kırmızılar sizin için. Hiç çekinmeden kullanabilirsiniz, hatta dudaklarınız da dolgun ise gece yatarken bile dudağınızda kalsın hiç çıkartmayın.


Dudaklarınız ince ise bile ustaca makyaj hileleri ile istediğiniz şekildeki dudaklara kavuşmanız an meselesi.
Uygulayacağınız ruj ile aynı renkte ya da ondan bır tık koyu renk ile çerçeveleyin ve ruj ile dudağınızın içini boyayın. Fırça ile uygulanmış rujların kalıcılığı daha uzun ömürlü oluyor.Mat ve kalın tabakalı rujlardan kaçının ince ve şeffaf bir ruj ışığı daha iyi yansıtacağından dudağınız daha dolgun görünür.Dudağınız en dolgun yerine biraz parlatıcı sürebilirsiniz.


Öpülesi dudaklar ile ilgili önümüzdeki günlerde daha bir çok bilgi paylaşıcam. O zamana kadar yapmanız gereken şey eğer makyaj çantanızda ateş kırmızısı yada şarap bordosu bir renginiz yok ise bu eksiğinizi acilen tamamlayın. Kırmızı bir  ruja sahip olmak en az, klasik bir  Chanel çantaya sahip olmak kadar önemlidir.
Büyüleyici güzellikte dudaklara sahip olmak için Alladdinin sihirli lambasından çıkacak cinden bunu istemenize gerek yok kırmızı rujunuzu sürüp cazibenizi askıdan alıp omuzlarınıza takın ve çıkın hepsi bu.

Nur Toktay

19 Kasım 2010 Cuma

Allık

Allık sürerken, doğallığın ön planda olduğu şirin bir görüntü yakalamak istiyorsak elmacık kemiklerimizin ön kısmına yanaklarımızın üzerine gelecek şekilde fakat göz altına gelmemesine özen göstererek yuvarlak yada kesik uçlu allık fırçası ile fırçanın tam ortasına aldığımız allığımızı yuvarlak hareketler ile çok nazik bir şekilde sürmeliyiz. Fırçamızı çok fazla bastırarak uygulamak görüntüyü güzelleştirmeyecek aksine fırçamızın özelliğini bozup gereksiz yere fazla allık kullanmamıza sebep olacaktır. Tercih edeceğimiz renkler ise pembe ve tonları olmalıdır.

Daha alımlı, derin ve sofistike bir allık uygulaması için ise elmacık kemiklerimizi daha çok ortaya çıkarıp vurgulayacak tarzda gölgelendirme yöntemlerini kullanarak uygulamalıyız. Doğru noktayı bulabilmek için gün ışığında yüzümüzü aynaya düz bir şekilde tutup elmacık kemiğinin altında kalan çukur bölgeyi tespit edip bu bölgeye kullanmak istediğimiz allığın daha koyu rengi ile gölge yapıp daha sonra elmacık kemiğinin tam üzerine gül kurusu, içinde ışıltılar olan toprak tonları yada makyajımızın ve cildimizin renk tonlarına göre fuşya ve tonlarını da uygulayabiliriz.


Hatırlatmadan geçmek istemiyorum, uygulamış olduğunuz allığınızı hiç bir şekilde burnunuza, alın bölgenize ve burnunuza sürmeyin. Bu tip uygulamalar elegan bir görüntü yakalamak  isterken tam tersi kirli bir görüntü elde etmemizi sağlar.

Yanaklarımızdaki sağlıklı görüntünün kalıcılığını arttırmak için ise bir adım öncesinde uygulamış olduğumuz toz allığın üzerine parmak uçlarımız ile fazla abartmadan krem allık uygulayarak istediğimiz kalıcılığı arttıracaz  ve krem allık saten gibi bir cilt yaratmamıza katkıda bulunmuş olacak.

Nur Toktay

18 Kasım 2010 Perşembe

Özgürleşmek

Tasarım, kendini ortaya koymanın, bende varım demenin farklı bir biçimidir. İçimizdeki enerjinin bir şekilde dışa vurumu aslında. Kutunun dışında olduğunu bilmek ve ilerlemek.
Hayal gücümü harekete geçirip, el kabiliyetimle birleştirerek özgürlüğün peşinden giden bayanlara özel saç aksesuarı tasarlamakta benim kendimi ifade ediş şeklim.
Salvador Dali, Picasso, Van Gogh gibi dahilerin ortak noktaları özgür olmalarıydı.
Yaratıcılık özgürlük ister.
Bende tarzından ödün vermeyen, özgür ruhlarına aşık olabileceğiniz, cesur, güçlü, zorlayıcı bayanlar için tasarlamaya devam edicem.
Bu özelliklerin sende olmadığını mı düşünüyorsun, zincirleri kır, içindeki seni özgür bırak.
Sen değişirsen dünya değişir...

Nur Toktay

Fondöten

Fondotenler doğru kullanılması halinde en iyi dostumuz olmayı başarırken, yanlış kullanımları ile en kötü düşmanımıza dönüşebilirler.
Makyajsızmış gibi bir görünüm için mükemmel bir baz çok önemli, mermer gibi pürüzsüz, inci gibi aydınlık ve ışıldayan bir cilt için kozmetik devlerinin Nano Teknoloji ile üreticekleri ultra güçlü ve asla görünmeyen kapatıcılar yaratmalarına çok az bir zaman kaldı. Düşünüldümü ,yoksa bunu şuana kadar ilk düşünen benmiyim bilemiyorum ama Nano Teknoloji bazı kanser hücrelerinin hapsedilmesinde kullanılmaya başlandıysa günün birinde kozmetik sektöründede kendisini göstericektir. Ben o günlerin çok uzakta olduğunu düşünmüyorum açıkçası.
Peki o zaman gelinceye kadar, fondötenler ve pudraların cildimizdeki dostluğunu bozmadan en iyi neticeyi alabilmek için nasıl kullanmalıyız onları bi gözden geçirelim.
Yanlış seçimler ve yanlış kullanım deneyimlerinden dolayı fondötene neredeyse öcüymüş gibi yaklaşamayan bayanlar tanıyorum.
Kapatıcılarımızı doğru kullanamadığımız zaman doğal olarak ta doğru sonuca ulaşamıyoruz, işte tam bu noktada aradığımız suçlu fondötenler oluyor. Genel bir kanı olarak fondötenler ciltteki kusurları saklamamıza yardımcı olan kapatıcıymış gibi algılanıyor. Halbuki ten makyajının temelini oluşturmakla birlikte, ciltte bir homojenlik yaratmak, allığın cildimizdeki kalıcılığını arttırmak ve inci gibi aydınlık ve ışıl ışıl bir cilt yaratmak gibi bir çok farklı fonksiyonu var.
Max Factor ün yarattığı ilk fondötenden günümüze çok zaman geçti, fakat fondötenin kullanım amacı hiç değişmedi. Doğallığın ön planda olduğu, varlıkla yokluk arası bir his veren yeni nesil makyajda ( nude make-up) özel teknolojilere sahip bir çok marka var. Hangi fondöteni kullanırsanız kullanın en iyi sonuca ulaşmak için doğru uygulamak şart.


Uygulamada en iyi sonucu alabilmek için, yuvarlak uçlu, sert kıllı fondöten fırçasını dairesel hareketler ile cildinize daha iyi yedirebilir ve inceltebiliriz.
Hemen hemen hiçbirimizin teni tek renk değildir.Yetersiz su tüketimi,hormonel dengesizlikler, mevsim geçişlerinin etkileri, düzensiz ve kötü beslenme gibi nedenlerle göz altları, göz kapakları, burun kenarlarında, yanaklarda ve saç diplerine yakın bölgelerde ton farklılıkları gözlenir. Fondöten uygulamak işte bu ton farklılıklarınıda ortadan kaldırmak için oldukça önemlidir.
Şimdi siz karar verin fondötenler en iyi dostlarımız mı yoksa en kötü düşmanlarımız mı?

Nur Toktay